JAMPS En las redes sociales
JAMPS En las redes sociales
JAMPS En las redes sociales
JAMPS En las redes sociales

Nasrettin Hoca Fıkraları
Okunma 91130
Yorumlar 56
Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
#51
Ağaçtan Öte Bir Yol

Mahallenin çocukları Nasreddin Hoca'ya muzip bir şaka yapmak istemişler. Plânlarını kurmuşlar. "Hoca'yı ağaca çıkaralım. Ayakkabılarını alıp uzaklaşarak biraz şaka yapalım, hem güler eğleniriz" diye düşünmüşler. Hoca'nın yoldan geçeceği saatlerde, uçurtmalarını büyükçe bir ağaca taktırmışlar. Hoca'yı beklemeye başlamışlar. Hoca oradan geçerken de hemen etrafını sarmışlar :
- "Hocam uçurtmamız ağaca takıldı. Biz çıkıp kutraramadık. Bize yardımcı olur musunuz?" demişler.
- "Hay hay" demiş Hoca. Ayakkabılarını çıkarıp sırt çantasına yerleştirmeye başlamış.
Çocuklar :
- "Hoca efendi onları niye yanına alıyorsun? Ağaçta pabuçları ne yapacaksın ?" demişler.
- "Belli olmaz ki evlâtlarım" demiş Hoca; "Bu iyiliğime karşı Rabbim, belki bana ağaçtan öteye bir yol ikram eder."
Cevapla
Teşekkür Edenler:
#52
Devenin Kanadı Olsa

Bir gün Nasreddin Hoca caminin kürsüsünde vaaz verirken ;
- "Ey cemaat, şükredin ki Allah develerinize kanat vermedi" demiş.
Cemaat duraklamış, develerimizin kanatları olsa ne güzel uçardık, ne hızlı giderdik, acaba Hocamız ne demek istiyor" diye düşünürlerken cemaatten biri:
- "İyi olmaz mıydı ama Hocam ?" diye sorunca;
- "Kanatları olsa develeriniz damlarınıza konarlardı, damlarınız da başlarınıza yıkılırdı" demiş Hoca.
Cevapla
Teşekkür Edenler:
#53
Kazma Kılıfı

Köylülerden biri Konya'da ayakkabıcılar çarşısına gitmiş. Vitrinlere bakınırken çizmeler dikkatini çekmiş. Hayatında ilk defa gördüğü bu çizmeler çok hoşuna gitmiş. Bir çizme alıp ayağına giymiş, köyüne gelmiş. Ayağındaki çizmeleri gösterip Nasreddin Hoca'ya sormuş;
- "Bu nedir ?"
- "Ne var bunu bilmeyecek" demiş Hoca, "Kazma kılıfıdır."
Cevapla
Teşekkür Edenler:
#54
Enini Boyuna Uyduracaktı

Nasreddin Hoca'nın memleketi olan Akşehir'e gelen bir İranlı, sürekli palavra atarmış. Bir gün:
- "Bizim Isfahan'da Şahın iki yüz odalı, beş bin arşın boyunda sarayları var." diye söze başlamış, attıkça atmış.
Dinleyenlerden biri de karşılık vermek istemiş.
- "Bizim başkentimiz Bursa'da daha da büyük saraylar var. Hele bir de kaplıca yapıldı ki, görmelisin boyu beş bin arşın..."
Tam o sırada başka bir İranlı içeri girip ;
- "Bursa'dan gelirem..." diye söze başlayınca :
- "Eni de elli arşın" deyivermiş.
- "Nasıl olur" diye karşı çıkmış İranlı, "eni boyuna uymadı."
Konuşmaları dinlemekte olan Nasreddin Hoca :
- "Şu adam Bursa'dan gelmiş olmasaydı, bu adam kaplıcanın enini boyuna bir güzel uyduracaktı" demiş.
Cevapla
Teşekkür Edenler:
#55
Altı Kâğıt

Nasrettin hoca caminin yanında çarık satarken altı kağıt altı kağıt diye bağırıyormuş. Adamın biri almış abdest alırken çarığın altında su aldığını fark etmiş sonra hocaya gelmiş sattığın çarığın altı kâğıtmış yırtıldı. Nasrettin hocanın kılıfı hazır;

- Ben altı kağıt altı kağıt diye bağırmıyor muyum neden aldın o zaman?
Cevapla
Teşekkür Edenler:
#56
Evliliğin Böylesi

Nasrettin Hoca evlenmeye niyetlenir. Eş-dost bir hatuncağızı öve öve öve göklere çıkarırlar.
-Şöyle huylu!
-Böyle soylu!
-Dünyalar güzeli... Hoca'nın gönlünü çelerler. Evlenirler. Zifaf gecesi yüz görümlüğünü veren Hoca, gelinin duvağını kaldırır. Aman Allah'ım! Çirkin bir gelin.
Gelin hanım, kocasına sadakatim göstermek için:
-Hoca efendi, akrabalarından kime görüneyim, kime görünmeyeyim? diye sorar.
Hoca şaşkın:
-Aman hatun, bana görünme de kime görünürsen görün... der.
Cevapla
Teşekkür Edenler:
#57
Ya Tutarsa

Hoca Akşehir gölünün kıyısına gitti. Yanında getirdiği bir çanaktan göle kaşık kaşık yoğurt mayası döküp karıştırıyordu. Oradan geçen biri ne yaptığını sordu. Hoca "Gölü mayalıyorum" dedi. "Aman Hoca, sen şaşırdın mı? Göl maya tutar mı hiç?" Hoca "Tutmaz bilirim, ama ya birde tutarsa......Düşün oğul, ya tutarsa" diye cevapladı adamı.
Cevapla
Teşekkür Edenler:


Hızlı Menü:

Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi