JAMPS En las redes sociales
JAMPS En las redes sociales
JAMPS En las redes sociales
JAMPS En las redes sociales

HZ. Rukiye (R.A.)
Okunma 5464
Yorumlar 0
Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
#1
HZ. Rukiye (R.A.)

Hazreti Rukiyye Annemizin Habeşistan’dan döndükten sonra baba evine geldi. Kardeşleri Ümmü Gülsüm ve Fâtıma ile hasret ve muhabbetle kucaklaştılar. Gözyaşları içerisinde tekrar kavuştuklarına şükrettiler. Fakat Hazreti Rukiyye Annemiz, annesini göremiyordu. Kardeşlerine soruyor bir cevap alamıyordu. Sadece hıçkırık ve gözyaşları içerisinde birbirlerine sarılıyorlardı. Akan gözyaşları Rukiyye Annemize doğru cevabı vermişti. Mübarek Annesinin vefat ettiğini anlayınca hıçkırıktan boğazı düğümlendi. Derin bir sükûta büründü. Allah’ın hükmü karşısında boynunu büktü.

Bundan sonra Hazreti Rukiyye Annemizin Mekke'de kalması uzun sürmedi. Medine’ye hicret izni verilmiş, Müslümanlar ikinci hicret yurduna yönelmişlerdi. Onlar da aile olarak tekrar Medine'ye hicret ettiler. Böylece Allah yolunda iki hicret sevabı kazandılar. Hazreti Rukiyye Annemiz ikinci hicret yurdu Medine'de oğlu Abdullah'ı dünyaya getirdi. Bu yavrunun doğumuyla ilk çocuğunu kaybetmenin acısını unutmaya çalıştı. Medine'de huzur içerisinde günlerini geçiriyordu. Artık İslâm kardeşliği kurulmuş; Muhacir ve Ensar birbirine kenetlenerek adeta yekvücut olmuşlardı. Çileli hayat sona ermiş gibiydi. Abdullah da gün geçtikçe büyüyor ve etrafa neşe saçmağa devam ediyordu. Bir gün hiç beklenmedik bir hadise oldu. Beşikteki çocuğun yüzünü bir horoz gagaladı. Abdullah'ın yüzünü yaraladı. Yüz kısmındaki yaralar kısa zamanda yayıldı. Etrafı yara-bere içerisinde kaldı. Mikrop kapan ve önü alınamayan bu yaralardan çocuk kurtulamadı. Birkaç gün içinde Hicret’in 4. senesi Cemaziyelevvel ayında vefat etti.

Abdullah’ın cenaze namazını Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem kıldırdı, kabrine ise babası Hz. Osman indirdi.

Sıkıntıların üst üste gelmesi Rukiyye Annemizin sıhhatini bozdu. Abdullah'tan başka çocuğu da yoktu. Sonradan da olmadı. Bu sıkıntılar O’nun ateşinin yükselmesine ve Humma hastalığına yakalanmasına kadar sağlığını etkiledi. Hazreti Rukiyye Annemizin çilesi henüz bitmemişti. Cenabı Hak O’na yeni bir imtihan kapısı açtı, yeni bir keder verdi. Durumu ciddi idi. Ateşi ve rahatsızlığı gün geçtikçe artıyordu.

Rasulullah (sav) Efendimiz, ebu süfyanın Şam'dan gelen kervanına karşı çıkmaya hazırlanırken bu kez Rukiyye Annemiz kızamığa tutuldu.

Hz. Osman Efendimiz hastalığı süresince eşinin yanında bulundu. O’na baktı, Muhacirlerle Ensar, Bedir’de düşmanı karşılamak İçin savaşa çağrılınca Osman da bu şerefli davetçiye uymayı arzuladı. An­cak kalbi, sekeratı mevt durumunda olan hanımı Rukiyye'nin yanından da ayrılmak istemiyordu. Rasul-ü Ekrem (sav) Efendimiz, Hz. Osman'a orduya katılmamasını hanımının yanında kalmasını işaret buyurdu. İyileşmesi için elinden gelen gayreti gösteren Hz. Osman (ra) Efendimiz, hanımının başından ayrılmadı. Elinden gelen her şeyi yaptı. Ancak emri Hak vaki olmuştu. Hazreti Rukiyye Annemizin vefat ettiği sıralarda Bedir Savaşı'nın zafer müjdeleri geldi.

Zeyd bin Harise Müslümanların Kureyş'e galip geldiği haberini götürmek üzere Bedir'den dönerken, Rasulullah'ın kızı Rukiyye Annemiz vefat etti. Onlar Rukiyye Annemizi defnettikleri sırada Hz. Osman bir tekbir duydu. Usâme bin Zeyd'e:

“Bu nedir?” diye sordu.

Baktılar ki Bedir'de ebu cehil bin hişam, umeyye bin halef, nadr ibnu'l haris, ukbe bin ebî muayt rabîa'nın oğulları utbe, şeybe ve başka müşriklerin öldürüldüğünü müjdelemek için Rasulullah'ın de­vesinin üzerindeki Zeyd bin Hârise'yi gördüler.

Hz. Osman hanımını kabre indirdi. Kabrinin toprağını düzelttiğin­de Rasulullah (sav) Efendimiz Bedir'den geldi. Kızı Rukiyye'nin kabri başında durup şöyle dedi

— Selefimiz Osman bin Maz'un'a kavuş…

Izdıraplı baba gelince son uykusuna yatmış olan kızına yaklaştı. Nazik kalbi hüzün ve kederle dolu olarak onunla bir nevi vedalaştı. Sonra kız kardeşinin yatağına kapanıp hıçkıra hıçkıra ağlayan küçük kızı Fatıma'ya şefkatle eğildi.

Kadınlar Rukiyye'nin arkasından ağladılar. Ömer İbnu'l Hattab gel­di. Kırbacıyla onlara vurmaya başladı. Peygamber (sav) O’nun elinden tutup:

— Ömer! Bırak onları! Kendi hallerine bırak! Ölüye karşı duygular göz ve kalple ifade edilirse bu Allah'tandır. O’nun merhametindendir. El ve dil ile yapılırsa şeytandandır.

Kızı Fâtıma ağlayarak kabrin kenarına oturdu. Rasulullah da elbi­sesinin yeniyle O’nun gözyaşlarını siliyordu.

Rasulullah’ın kızı Hz. Rukiyye’nin vefatı, Rasulullah’ın hicretinin on yedinci ayında olmuştur. Hazreti Rukiyye Annemiz, Peygamberimizin ikinci vefat eden kızıydı. Henüz 22 yaşlarındaydı. Cenazesini Ümmü Eymen (r.anha) yıkadı. Medine halkı Rasulullah (sav) Efendimizin iki hicret sahibi kızının cenazesini Bâki Kabristanı’na taşıdı ve aynı gün Medine’nin temiz toprağına defnedildi.

Savaştan dönen Rasul-ü Ekrem Efendimiz, kabrin başına geldi. Kızı için dua ve niyazda bulundu. Oradan Hz. Osman Efendimizin evine gitti. O’nu da teselli etti.

Allah-ü Teâlâ Hazretleri, Rasulü’nün iki hicret sahibi kızı Hazreti Rukiyye Annemiz ile iki nur sahibi Hz. Osman Efendimizden razı olsun. İmanının, cihadının ve çektiği çilelerin mükâfatını en iyi şekilde versin. Bizleri de şefaatlerine nâil eylesin inşallah…
Cevapla
Teşekkür Edenler:


Hızlı Menü:

Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi