Erdoğmuş Forum
Kısa Fıkralar - Baskı Önizleme

+- Erdoğmuş Forum (http://erdogmusnet.com/forum)
+-- Forum: GÜLELİM & EĞLENELİM (http://erdogmusnet.com/forum/forumdisplay.php?fid=3)
+--- Forum: Fıkralar (http://erdogmusnet.com/forum/forumdisplay.php?fid=9)
+--- Konu Başlığı: Kısa Fıkralar (/showthread.php?tid=181)

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50


RE: Kısa Fıkralar - ErdogmusNet - 29-01-2015

SON YILLARIN EN GÜZEL MASALI
Bir zamanlar uzaklarda bir ülkede çok yakışıklı bir prens yaşarmış....
Ancak prens daha küçükken ülkedeki kötü kalpli cadının lanetine uğramış, ve üzerindeki bu lanet yüzünden her yıl sadece 1 kelime konuşabiliyormuş....
Mesela prens 2 kelime söyleyeceği zaman bir yıl boyunca susuyor böylece ertesi yıl da 2 kelime söyleme hakkı oluyormuş...
Bir gün bu yakışıklı ama talihsiz prens dere kenarında otururken, bir de bakmış karşıda küçük bir kulübe, ve kulübenin bahçesinde muhteşem bir kız..saçları altından daha sarı, gözleri gökyüzünden daha mavi, dudakları kirazdan daha kırmızıymış ..
Prens bu güzelliği görünce aklı başından gitmiş, o anda vurulmuş.. ve 2 yıl boyunca konuşmamaya karar vermiş, 2 yıl sonunda kıza ;çok güzelsiniz; diyebilmek için....
Ama 2 yılın dolduğu gün prensin içindeki bu ateş daha da büyümüş ve kıza ;size aşık oldum;demek için yanıp tutuşur olmuş...
Böylece ÇOK+GÜZELSİNİZ+SİZE+AŞIK+OLDUM == toplam 5 kelimeyi söyleyebilmek için, gecen 2 yılın ardından 3 yıl daha konuşmamayı göze almış....
Ve 5 yılın sonunda prens konuşmak için hazır olduğu sırada, birden bu muhteşem güzel ve zarif kızla evlenmeyi, onu sarayının prensesi yapmayı ne kadar istediğini fark etmiş...
Böylece ÇOK+GÜZELSİNİZ+SİZE+AŞIK+OLDUM+BENİMLE+EVLENİR MISINIZ toplam 7 kelime söyleyebilmek , için 5 yılın ardından 2 yıl daha sabretmeye karar vermiş....
Ve prens bu platonik duygularla 7 koskoca yılı tamamladığı gün, artık dünyanın en heyecanlı ve en mutlu erkeği olarak kızın yaşadığı kulübeye koşmuş....
Kız yine kulübenin bahçesinde oturuyormuş ve bir kitap okuyormuş....
Prens elindeki bir tek kırmızı gülü kıza uzatmış ve sormuş:
- ÇOK GÜZELSİNİZ, SİZE AŞIK OLDUM, BENİMLE EVLENİR MİSİNİZ?
Kız başını kaldırıp prense bakmış...... Kulaklarını örten altın sarısı saçlarını geriye atmış...
... ve prense şöyle demiş:
- PARDON?..


RE: Kısa Fıkralar - ErdogmusNet - 29-01-2015

İNTİKAM
Nasil yagmur nasil firtina, adam bir taksiye el kaldirir, taksi durur..
Adam gidecegi yeri söyleyince, taksici kizarak
"Ohoo orasi çok yakin alamam seni" der vegazlar gider..
Adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi basarir.. Ertesi gün şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi duragindadir ve üçüncü siradadir..
Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanasir:
- Ataköye kaça götürürsün ?"
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin
- Hadi be sapik misin, defol..
Adam bu cevabi alinca ikinci siradaki taksiye yanasir
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin
- Vay sapikkk vayy defol
Sira üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanasir:
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartim var
- Nedir ?
- Giderken diger taksicilere el salliyacaksin
- Ayibettin abi tabii...


RE: Kısa Fıkralar - ErdogmusNet - 29-01-2015

FELSEFE
Renkli ki$iligiyle ün yapmi$ bir felsefe hocasi, yilin son sinavini yapmak uzere sinifa girmi$.. butun ogrenciler cok heyecanli, hepsi merakla sorulari bekliyolar, felsefe hocasi sinifa $oyle bi bakmi$, derken sandalyesini kaptigi gibi kürsünün uzerine koymu$..
"I$TE 100 PUANLIK TEK SORU" demi$.. "BANA BU SANDALYENIN VAROLMADIGINI ISPAT EDIN"
Herkes bir giri$mi$ yazmaya efendim hizli hizli yazanlar haril haril du$unenler derken, aralarindan biri kagida tek bi cumle yazmi$ sonra kalkmi$ hocasina vermi$, ve sinavi bitirip cikmi$....
Sonuclar aciklandigi zaman bir bakmi$lar koca sinifta 100 uzerinden 100 alan tek ki$i var, o da sinavi 2 dakkada bitirip cikan cocuk..!!!
Peki acaba cocuga 100 puan getiren o tek cumle neymi$????
"HANGİ SANDALYE"


RE: Kısa Fıkralar - ErdogmusNet - 29-01-2015

REKLAM
Wilson adinda birinin bir çivi fabrikasi vardir ve reklama ihtiyaci vardir. Pazarlamaci bir arkadasi ile konusurken arkadasi "Wilson Çivileri"diye bir reklam ayarlayabilecegini ifade eder.
"Bana bir hafta ver" der arkadasi, "sana bir kasetle dönecegim"
Bir hafta sonra pazarlama uzmani wilsonu görmeye gelir. Kaseti videoya koyar ve çalistirir.
Romali bir asker Isa'yi Çarmiha çivilemekle mesgul, Yüzünü kamereya çevirir ve "Wilson çivileri kullanin, onlar herseyi tasirlar" der.
Wilson çilgina döner ve bagirir "Senin problemin ne? Bunu asla TVde göstermezler, sana ikinci bir sans veriyorum, ama kesinlikle Romalilarin Isa'yi çarmiha germesi gibi seyler istemiyorum"
Ikinci hafta pazarlamaci elinde baska bir kasetle gelir, Yine kaseti videoya koyar ve çalistirir. Bu sefer kamera Romanin disindan merkeze dogru yakinlasir ve çarmiha asili Isa'nin önünde durur. Romali bir asker yukari bakar ve 'Wilson çivileri, herseyi tasir'.
Wilson kendini tutar bu sefer. "Sen beni anlamiyorsun, Çarmihta bir Isa istemiyorum. Sana son sans veriyorum bir hafta içinde yayinlanabilecek bir reklamla gelmeni istiyorum"
Bir hafta daha geçer. Wilson sabirsizca beklemektedir.
Pazarlama uzmani yeni kasetiyle gelir. Saçlari uzamis, çiplak bir adam nefes nefese kosmaktadir. Bir düzine Romali askerde pesinden kovalamaktadir. Tepenin basina gelirler ve askerlerden biri kameralardan birine dönerek: 'Keske Wilson çivileri kullansaydik!'.


RE: Kısa Fıkralar - ErdogmusNet - 29-01-2015

KAYSERİLİ
Oğlu kayseriliden para istiyor:
"Baba 500 bin lira verirmisin"
Kayserili:
"400bin mi dedin? naapçan lan 300 bini 200 bin neyine yetmiyor al sana 100 bin yeter..."
Kayserili çıkartıp 50 bin lira verir...
Oğlu:
"eheh.. baba bana zaten 50 bin lazımdı..."
"Bak sen kerataya... demek sahte para vermesem kazıklayacaktın beni..."


RE: Kısa Fıkralar - ErdogmusNet - 29-01-2015

KANCA
Bir liman barinda bir denizci ve bir korsan sohbet etmekte ve karsilikli maceralarini anlatmaktadirlar.
Korsanin tahta bacagini, elindeki kancayi ve bir gözünü kapatan bandi farkeden denizci sorar:
"Eee, bacagini nasil kaybettin?"
Korsan anlatir:
"Denizin ortasinda firtinaya yakalanmistik. Dev bir dalga beni güverteden aldi götürdü. Adamlarim beni gemiye çekerken bir grup köpek baligi ortaya çikti ve aralarindan biri bacagimi kopariverdi.."
"Korkunç..."
diye sizlandi denizci.
"Peki o kanca nedir?" "Aaa...,"
diye devam etti korsan,
"bir ticaret gemisine borda etmistik, tabancalar patliyordu, kiliçlar sakirdiyordu. O kargasada elim koptu gitti... Kimin yaptigini göremedim bile.."
"Aman Tanrim.. Dehset verici bir sey bu.... Peki gözünün üstündeki bant nedir?"
"Bir marti geldi ve gözümün üstüne pisledi..."
diye cevap verir korsan.
"Yani gözünü bir kus pisligi mi kör etti?"
diye merakla sorar denizci..
"Ama nasil olur?"
Korsan gayet sakin anlatir:
"Kancayi taktiklari ilk gündü, tamam mi?"


RE: Kısa Fıkralar - ErdogmusNet - 29-01-2015

AKILLI ER
Bir albay, bir er, bir yasli kadin ve bir de genc kiz trende ayni kompartmanda yolculuk etmektedir. Tren bir tunele girip kompartman karardigi zaman, MUCUK bir öpücük sesi ve ardindan SIIRRRRAAAK ! diye bir tokat sesi duyulur. Tünelden ciktıktan sonra yasli kadin "Aferin genc kiza Nasil yapistirdi tokadi" diye düsünmekte ve kafasini sallamaktadir.
Genc kiz da "Zevksiz herif bu morukta ne buldu ki , bi de öpmeye kalkti ama kadin da iyi yapistirdi " diye dusunmektedir.
Albay ise "Ulan bizim esoglusu er, kizi öptü. Tokadi biz yedik" diye yanarken er de icinden soyle düsünmektedir:
"Hehe. Aferin lan bana. elimi öpüp nasil yapistirdim tokadi albaya...


RE: Kısa Fıkralar - ErdogmusNet - 29-01-2015

SENFONİ ANALİZİ
Bir sanayi şirketinin Genel Müdürü ve aynı zamanda bir Kültür Vakfınca kurulan Senfoni Orkestrası'nın Yönetim Kurulu Başkanı, o ayın konseri olan Schubert’in "Bitmemiş Senfonisi'ne gidemediğinden yerine şirketin verimlilik uzmanını gönderir.
Ertesi hafta, verimlilik uzmanından bir teşekkür ve değerlendirme raporu alır:
"Sayın Genel Müdürüm"
* 4 Obuacı, konserin önemli bir zaman diliminde boş oturmuşlardır. Bunların sayısı azaltılmalıdır ve diğerlerinin konsere daha çok katkısı sağlanmalıdır.
* 12 kemancı aynı anda aynı hareketleri yapmakta, aynı notaları seslendirmektedir. Burada da personel tasarrufu şiddetle tavsiye ediyorum.
* Özellikle 16'lık notaların çalınması oldukça gereksizdir. Çünkü izleyiciler 8'lik notalarla 16'lık notalar arasındaki farkı anında hissedememektedirler. Dolayısıyla 8'lik notalarla eser icra edilmeli, yüksek ücretli keman ustaları yerine stajyerler kullanılarak masraflar düşürülmelidir.
* Yaylı sazlarla işlenen pasajların, nefesli sazlarla tekrarının yol açtığı gereksiz tekrarlamalar önlenebilir. Böylece 2 saatlik konser de 20 dakikaya inmiş olur.
* Eğer Schubert bütün bunları bilmiş olsaydı, Bitmemiş Senfoni, bitmiş olurdu.
Saygılarımla....."


RE: Kısa Fıkralar - ErdogmusNet - 29-01-2015

OTELCİNİN KARISI
Temel, seyahate çıkmış. Uzun zaman evinden ayrı kalmış. Bir akşam bir kente gelip küçük bir otele inmiş. Odasına yerleştikten sonra, aşağıya telefon etmiş. Telefonu otelin sahibi açmış.
Temel, ne istediğini söylemiş:
"Bana bir fahişe bulup gönderin."
Bunu söyledikten sonra telefonu kapatmış. Otelin sahibi şaşırmış.
Yanında duran karısına dönmüş:
"Demin gelen müşteri kadın istiyor..."
Otelin sahibinin karısı öfkeden deliye dönmüş:
"Terbiyesiz adam, ne zannediyor bizim otelimizi. Hemen git o müşteriye ağzının payını ver..."
Otel sahibi, müşteriye ağzının payını verme fikrini pek tutmamış:
"Adama ne söyleyeceğim karıcım, bir terbiyesizlik eder, başım derde girer..."
Kadın çok sinirliymiş:
"Sen gitmezsen, ben gider söylerim..."
Ve, hışımla merdivenleri çıkıp Temel'in ağzının payını vermeye gitmiş.
Kocası da aşağıda bekliyormuş. Yukardan gürültüler gelmeye başlamış.
Onbeş yirmi dakika sonra Temel aşağıya inmiş. Üstü başı yırtılmış, yüzü tırmıklanmış... Otelcinin yanına gidip bir güzel çıkışmış:
"Ne biçim kadın göndermişsin be. İstemem diye tutturdu. Becerene kadar anam ağladı"


RE: Kısa Fıkralar - ErdogmusNet - 29-01-2015

SARISIN VE RULET
Iki gazino krupyesi canlari sikkin, rulet masasi basinda musteri bekliyorlardi. Bu sirada cazibeli bir sarisin elinde USD 20.000 lik fisle masaya dogru yaklasti ve
- "Pardon oynayabilir miyiz?" dedi. "Ben kendimi ciplak olursam daha sansli hissediyorum" diye ilave etti ve ustundekileri bir cirpida cikardi. Bu sirada da rulet ¿arki da cevrildi.
- "Hadi bakalim, kazanacagiz, yeni elbiselere ihtiyacim var." dedi sarisin. Kisa bir aradan sonra bir ciglik duyuldu:
- "Evet, evet kazandim, kazandim." Elbiselerini ve paralari toplayip gozden kayboldu.
Krupiyeler birbirlerine bakakaldilar. Az sonra biri digerine sordu:
- "Fislerini hangi numaraya koymustu ki?"
- "Bilmiyorum, sen bakiyorsun diye dusunmustum."